Sol Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px

23 yıldır taş ve kilden antik dönem eserlerin replikalarını yapıyor

Astsubay emeklisi Ali Akargöl, 23 yıldır taş ve kilden antik dönem eserlerin replikalarını yaparak, tarihi değerleri gelecek nesillere aktarıyor. Sanatçı, eserlerini tıpkısına uygun olarak yaparken özveri ve sabır gerektiğini belirtiyor. Akargöl, özellikle Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi'nin yapımında 1,5 seneyi aşkın süre harcadığını vurguluyor.

 Astsubay emeklisi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Taş Oyma Sanatçısı 56 yaşındaki Ali Akargöl, 23 yıldır taş ve kilden antik dönem eserlerin replikalarını yapıyor. Kayseri'de yaşayan Akargöl, Hunat Hatun Medresesi'ndeki 5 metrekarelik atölyesinde, kazı bölgelerinde bulunan antik eserleri taş ve kilden yaptığı tabletlere işliyor.

Akargöl, astsubaylık görevi sırasında Van'ın Gürpınar ilçesindeki Çavuştepe Kalesi'nde bekçilik yaparken, dünyada Urartuca yazabilen ender kişilerden Mehmet Kuşman ile tanıştı. Kuşman'dan ilham alan Akargöl, daha sonra bir operasyonda yaralanarak malulen emekli oldu ve emeklilik hayatını üniversite yıllarından beri ilgi duyduğu eski dönem eserlerin replikalarını yaparak değerlendirmeye başladı.

Akargöl,  yaptığı açıklamada, "Emekli olduktan sonra kile ve taşa şekil verdim, zamanla bunu tarihi yapılara çevirdim. Eserlerimi yaparken orijinal taş ve kilden olmasına özen gösteriyorum. Mısır, Selçuklu ve Hitit dönemlerinden kalan eserlerin replikalarını yapıyorum." dedi.

"En çok vaktimi alan eser Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi"

Akargöl, yaptığı eserler arasında en çok zaman ve emek harcadığı çalışmanın Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi olduğunu belirterek, "Bu eseri 1,5 senede bitirdim. Günde 10-15 saat çalıştığım günler oldu. Yaklaşık 80 bin taş işledim. Eserin üzerindeki taşlar, orijinal binada kullanılan taşlarla aynı ocaktan temin edildi. Kapısına 2 ay uğraştım. Orijinal Selçuklu bezemelerinin tamamını üzerine işledim." ifadelerini kullandı.

Akargöl, ayrıca Babil tabletleri gibi replikaların da 6 ay gibi uzun süreler aldığını, bu tür çalışmalarda eserleri eskitme işleminin büyük özen gerektirdiğini vurguladı.

"Sanat benim için bir yaşam tarzı"

Sanatın kendisi için bir yaşam tarzı olduğunu söyleyen Akargöl, "Kafamda tasarladığım enerjiyi obje olarak hayata geçiriyorum. Bugünlere ulaşmak için uykusuz kaldım, yorgun günler geçirdim. Ancak sabır ve özveriyle başarıyı elde ettim." dedi.

Akargöl, çalışmalarında tarih öncesi dönem, Antik Mısır, Göbeklitepe, Anadolu ve Mezopotamya gibi bölgelerdeki tarihi kalıntı ve buluntuların replikalarını yaparak, bu eserlerin gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunuyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *