Bir dönem siyasi geleceği belirsiz görülen Almanya’nın sol partisi Die Linke, beklenmedik bir şekilde yeniden ivme kazandı. Parti, özellikle genç seçmenlerden aldığı destekle anketlerde yükselişe geçti.
Almanya'da uzun süredir kan kaybeden ve birçok kişi tarafından siyasetten silinmeye mahkûm görülen Die Linke, 2023 sonunda önemli bir darbe aldı. Partinin en tanınan figürlerinden Sahra Wagenknecht’in ayrılarak yeni bir popülist parti kurması, Die Linke için sonun başlangıcı olarak yorumlanmıştı. Ancak yaklaşan ulusal seçimler öncesinde yapılan anketler, partinin %5’lik seçim barajını aşarak Bundestag’a girme şansının yüksek olduğunu gösteriyor. Üstelik parti, üye sayısında da rekor seviyeye ulaştı.
Gençlerin Desteğiyle Gelen Canlanma
Partinin yükselişindeki en büyük etkenlerden biri, genç seçmenlerden aldığı yoğun destek. Die Linke’nin önde gelen isimlerinden ve parlamento grup lideri olan Heidi Reichinnek, sosyal medyada büyük ilgi görüyor. Sert ve doğrudan mesajları özellikle TikTok ve Instagram’da viral hale geliyor.

Rei chinnek’in en çok konuşulan çıkışlarından biri, muhafazakârların başbakan adayı Friedrich Merz’e yönelik sert eleştirisiydi. Merz’in göç politikaları konusunda aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisiyle iş birliği yapmasını eleştiren Reichinnek, bunun Almanya’nın Nazi geçmişine karşı oluşturduğu “güvenlik duvarını” zayıflattığını söyledi. “Bu olay, Auschwitz’in kurtuluşunu anmamızdan sadece iki gün sonra yaşandı. Ve siz, bu ideolojiyi sürdürenlerle iş birliği yapıyorsunuz,” diyerek Merz’e sert çıktı.
Bu söylemler, özellikle aşırı sağın yükselişinden endişe duyan genç seçmenler arasında büyük yankı uyandırdı. Yapılan bir ankete göre, 30 yaş altı seçmenler arasında Die Linke’nin oy oranı %19’a ulaşarak Yeşiller Partisi ile zirveyi paylaştı. Parti üyeliğinde de büyük bir artış yaşandı ve 81.200 üyeye ulaşan Die Linke, sadece Merz’in bu hamlesinden sonra 17.470 yeni üye kazandı.
Die Linke’nin Tarihsel Bağları ve Gelecek Stratejisi
Die Linke, köklerini Doğu Almanya’nın eski komünist partisine dayandırıyor. Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından, bu parti Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) adını alarak eski Doğu Almanya’daki dezavantajlı gruplara hitap etmeye devam etti. 2007’de ise PDS, Batı Almanya’daki sol hareketlerle birleşerek Die Linke’yi oluşturdu.

Ancak parti, özellikle göç konusundaki iç çatışmalar nedeniyle son yıllarda zayıflamıştı. Sahra Wagenknecht’in göç karşıtı söylemleri nedeniyle parti içinde yaşanan bölünme, 2023’te onun ayrılığıyla sonuçlandı. Wagenknecht, sağ popülist söylemlerle sol ekonomi politikalarını harmanlayan Sahra Wagenknecht İttifakı’nı (BSW) kurdu. Başlangıçta BSW’nin yükselişi, Die Linke’ye büyük zarar vermiş gibi görünüyordu. Ancak güncel anketler, Die Linke’nin %7’ye yükseldiğini ve BSW’nin %5’te kaldığını gösteriyor.
Die Linke, Bundestag’a girmeyi garantiye almak için seçim stratejisini de belirledi. Almanya’da, bir parti genel barajı aşamazsa bile üç doğrudan seçim bölgesini kazanması halinde meclise girebiliyor. Bu nedenle Die Linke, üç deneyimli siyasetçisi Gregor Gysi, Bodo Ramelow ve Dietmar Bartsch’ı doğrudan seçilme ihtimalleri yüksek olan bölgelerden aday gösterdi. Bu hamle, partide “Gümüş Saçlılar Görevi” olarak adlandırıldı.

Die Linke’nin yükselişi, Almanya’daki siyasi dengeleri yeniden şekillendirebilir. Parti liderlerinden Ines Schwerdtner, bu canlanmanın sebebini “Tutumlarımızı netleştirdiğimizde ve belirgin bir şekilde odaklandığımızda inanılmaz bir enerji açığa çıkıyor” sözleriyle açıklıyor. Almanya siyasetinde solun yeniden güç kazandığı bu süreç, yaklaşan seçimlerle daha da belirginleşecek gibi görünüyor.