Ahşaba Hayat Veren Usta: Kaan Köse
Eskişehir'de yaşayan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Geleneksel El Sanatçısı" unvanına layık görülen 54 yaşındaki Kaan Köse, ortaokul yıllarında öğretmeninin yönlendirmesiyle tanıştığı naht sanatında ustalaşarak, eserlerine sanatsal bir kimlik kazandırıyor.
Yaklaşık 30 yıldır profesyonel olarak naht sanatıyla ilgilenen Köse, 2010 yılında evinin alt katına kurduğu atölyesinde üretim yapmaya başladı. Ahşap oyma, marküteri, ahşap kakma, tespih ve naht sanatını bir araya getirdiği özgün tasarımlar ortaya koyan sanatçı, 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ödüllendirildi.
Ahşabın doğallığını ve estetik yapısını ön plana çıkarmaya özen gösteren Köse, koleksiyonunda 200'e yakın farklı türde ağaç bulunduruyor. Her gün farklı desenlerle ve tasarımlarla çalışmalarını zenginleştirerek, eserlerini sosyal medya aracılığıyla hem yurt içi hem de yurt dışındaki sanatseverlerle buluşturuyor.
Ahşabı şekillendirmenin büyük bir dikkat gerektirdiğini vurgulayan Köse, "Bir eser ortaya çıkarırken kıl testere, oyma, marküteri ya da kakma tekniklerinden hangisi gerekiyorsa onu kullanıyorum. Amacım, ağacı bir görsel şölene çevirmek. En iyi sonucu aldığım noktada ağacın en güzel haline ulaştığımı düşünüyorum." sözleriyle sanat anlayışını özetliyor.
Farklı türdeki ağaçların kendine has dokularını keşfetmeye önem veren Köse, "İlk başladığım yıllarda özellikle yılan ve demirhindi ağacı ile kokulu öd ve sandal ağaçlarını kullanıyordum. Ağaçlar, dünyayı bize görsel olarak yansıtabilen canlılardır. Ağaç kesilir, kurur ama şekillendirildiğinde de yaşamaya devam eder." ifadelerini kullanarak doğayla olan bağını dile getiriyor.
Sanatında hikaye anlatımına büyük önem veren Köse, "En son Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri'nin hayatını anlatan bir pano tasarladık. Hattat bir arkadaşım yazıyı yazdı, ben tespihini yaptım, bir başka sanatçı da tespihin oyma işlerini gerçekleştirdi. Sanatçı arkadaşlarımla ortak çalışmalar yapmak bana büyük keyif veriyor." diyerek iş birliğine verdiği değeri anlatıyor.
Ahşap sanatında en iyi sonucu alabilmek için malzeme seçimine büyük özen gösteren Köse, piyasada bulunan hazır malzemelerin yeterli kaliteyi sağlamadığını belirterek, "Piyasadan aldığım en kaliteli malzemelerde bile iç boşluklar olabiliyor, bu da işin sonucunu olumsuz etkiliyor. Kıl testereyle maksimum incelikte çalışmalar yapıyorum, bu yüzden ekipmanları ya çok özenle seçmem ya da kendim üretmem gerekiyor." şeklinde konuşuyor.
Naht sanatının daha iyi icra edilebilmesi için eğitimler aldığını dile getiren Köse, "Hat sanatı kesebilmek için 6 yıl hat eğitimi aldım, desenleri daha iyi çizebilmek için ebru ve tezhip dersleri aldım. Amacım hattat olmak değil, yaptığım kesimleri daha estetik hale getirmekti." sözleriyle sanatındaki gelişim sürecini aktarıyor.
Naht sanatının köklü bir geçmişi olmasına rağmen günümüzde yeterince bilinmediğini ifade eden Köse, genç nesillere bu sanatı aktarmak için çalışmalar yaptığını belirtiyor. Özgün tasarımlar üretmenin önemine dikkat çekerek, "Birçok kişi fotokopiyle alınan desenleri kesiyor. Ben ise önce özel bir programda çizimlerimi düzenleyip ardından çıktısını alarak kesime geçiyorum. Bu yöntemle daha estetik eserler ortaya çıkıyor." diyor.
Mikro çalışmaların büyük bir hassasiyet gerektirdiğini dile getiren sanatçı, "Bu sanata ilk başladığımda mikro çalışmalar yapabilmek için yeterli teknik bilgiye sahip değildim. Ancak şimdi mikro oymalar yapıyorum. Tespihte bir milimetrelik alana lale ve karanfil işliyorum. Bunları yaparken büyüteç kullanıyorum. Mikro çalışmalar oldukça zor ama sonuçları tatmin edici oluyor." diyerek detaycılığını ortaya koyuyor.
Ahşabı bir sanat eserine dönüştürme hedefiyle gününün büyük bir bölümünü atölyesinde geçiren Köse, tutkuyla bağlı olduğu sanatını geleceğe taşımak için çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor.