Sol Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px

Türkiye’nin Suriye’deki istikrar sağlayıcı rolü ve bölgesel barışa katkısı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen panelde, Türkiye'nin Suriye'deki rolü ve bölgesel istikrara katkısı ele alındı. Panelde, Türkiye'nin barışçıl çözüm odaklı yaklaşımı ve bölgesel sahiplenme ilkesi vurgulandı. Ayrıca, Suriye'nin kalkınması ve Türkiye'nin insani yardımlardaki rolü ön plana çıkarıldı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen "Suriye'nin Güvenliğinde Türkiye’nin İstikrarlaştırıcı Gücü" paneli, Türkiye’nin Suriye’de oynadığı kritik rolü ele almak üzere başladı.

Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yaptı.

Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Mart 2011’den bu yana Suriye konusunda yürütülen çalışmaların sürdüğünü belirterek, Türkiye’nin bu süreçte adalet, özgürlük ve insan onurunu temel alan bir yaklaşım sergilediğini vurguladı.

Suriye’de istikrarın sağlanması için çeşitli çözüm önerileri ortaya konduğunu belirten Kılıç, Türkiye’nin 2011 öncesinde de Suriye ile yakın diplomatik ilişkiler yürüttüğünü hatırlatarak, "Suriye'deki sorunlar Mart 2011'de başlamadı. Türkiye, yıllar öncesinden buradaki olumsuz gelişmelere dikkat çekmiş ve çözüm önerileri sunmuştu." ifadelerini kullandı.

Baas rejiminin uzun yıllardır baskıcı bir yönetim sergilediğini ve bu nedenle halkla arasındaki bağın koptuğunu vurgulayan Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte Esed’e reform çağrısı yaptığını ancak bu çağrıların karşılık bulmadığını belirtti.

Türkiye’nin, Suriye’deki gelişmelere yönelik barışçıl ve çözüm odaklı yaklaşım sergilediğini ifade eden Kılıç, "Türkiye, süreci bölgesel güvenlik ve insani değerler çerçevesinde ele alıyor. Ancak bazı uluslararası aktörlerin Suriye'ye yönelik politikaları, Türkiye’ninki kadar açık ve samimi değil." dedi.

Panelin düzenlenmesine katkı sağlayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a teşekkür eden Kılıç, Türkiye'nin bu tür platformlarla bölgesel barışa dair katkılarını sürdüreceğini belirtti.

Suriye’deki Güvenlik Dinamikleri Ele Alındı
Açılış konuşmalarının ardından, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammad Hüseyin Mercan moderatörlüğünde, "Suriye'nin Güvenliğinde Türkiye'nin İstikrarlaştırıcı Gücü" başlıklı oturuma geçildi.

Doç. Dr. Mercan, Esed yönetiminin Orta Doğu’daki en otoriter rejimlerden biri olduğunu ve Suriye’de istikrarın yeniden inşa edilmesinin temel hedeflerden biri olması gerektiğini belirtti.

Dışişleri Bakanlığı Suriye Genel Müdürü Büyükelçi Mustafa Yurdakul, Türkiye’nin barış diplomasisine verdiği öneme dikkat çekerek, "Suriye’de Kasım ayının sonunda yaşanan gelişmeler üzerine yoğun diplomatik girişimlerde bulunduk." dedi.

Türkiye’nin ABD, Rusya, İran ve bölge ülkeleri ile süreci yakından takip ettiğini belirten Yurdakul, "Doha Forumu’nda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da yer aldığı önemli görüşmeler gerçekleştirildi ve barış diplomasisi kapsamında aktif rol oynandı." ifadelerini kullandı.

Suriye'deki değişim sürecinin uluslararası arenada da büyük yankı uyandırdığını dile getiren Yurdakul, "Bölgede aşırıcı fikirlerin iktidara gelmesi, komşu ülkelerin güvenliği açısından tehdit oluşturabilir mi?" sorusunun Doha’daki bölgesel aktörler arasında en çok tartışılan konu olduğunu aktardı.

Türkiye’nin bölgedeki istikrarsızlığın yayılmaması için yoğun çaba gösterdiğini belirten Yurdakul, "Türkiye, istikrarsızlığın önüne geçmek adına bölge ülkeleriyle koordinasyon içinde hareket etmeye devam edecek." dedi.

Bölgesel Sahiplenme ve Yeni Dönem Stratejisi
Suriye meselesinin uzun yıllardır gündemde olduğunu vurgulayan Yurdakul, Türkiye’nin dış politikasında "bölgesel sahiplenme" ilkesine önem verdiğini belirtti.

"Bölgesel sahiplenme, bölgede ortaya çıkan sorunların bölge ülkeleri tarafından ortak akılla çözülmesini gerektirir. Türkiye, bu anlayışla hareket ederek uluslararası aktörlerin de sürece katkı sunmasını sağlamayı hedefliyor." ifadelerini kullandı.

Yurdakul, Doha’daki toplantının ardından birçok uluslararası zirvede Suriye meselesinin ele alındığını ve Türkiye’nin bölge halkının refahını ön planda tutan bir çözüm sürecine odaklandığını belirtti.

Türkiye’nin yeni yönetimle diyalog kurma stratejisini vurgulayan Yurdakul, "Suriye’de değişen dengeleri görmezden gelmek yerine, yeni yönetimle doğrudan ilişki kurmak en doğru yaklaşım olacaktır." dedi.

Bölgedeki güvenlik dengelerinin titizlikle ele alınması gerektiğini belirten Yurdakul, "Türkiye, komşu ülkelerin istikrarını göz önünde bulundurarak barışçıl çözümler geliştirme konusunda üzerine düşeni yapmaktadır." ifadelerini kullandı.

Suriye’nin Kalkınması ve Türkiye’nin Rolü
Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Alptekin, Suriye’deki güvenlik sorunlarının çözülmesi için koordinasyonun artırılması gerektiğini ifade etti. Alptekin, "Farklı aktörlerin farklı çıkarlarla sürece dahil olması nedeniyle halen içerideki silahlı grupların çatışma riski devam ediyor." dedi.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, Suriye’nin ekonomik kalkınmasının Türkiye için büyük önem taşıdığını vurguladı.

Oktav, "Suriye’nin yeniden inşası için finansal kaynak gerekiyor. Bu noktada Türkiye’nin Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle iş birliği yapması kritik önem taşıyor." dedi.

Türkiye’nin Suriye’de insani yardımlar konusunda önemli adımlar attığını belirten Oktav, "Suriye halkının barınma ihtiyacını karşılamak için konut projeleri geliştirdik. Ancak, uzun vadeli kalkınma için güçlü bölgesel iş birliklerine ihtiyaç duyuyoruz." ifadelerini kullandı.

Panelde ayrıca, İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhan Afacan, Orta Doğu’daki mevcut dengeleri ve İran’ın bölge politikalarını değerlendirdi.

TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ve Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan da panele katılarak sürecin medya perspektifinden değerlendirilmesine katkı sundu.

Panelin sonunda, Türkiye’nin bölgesel barış ve istikrar için diplomatik çabalarını sürdüreceği vurgulandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *