Avrupa doğal gaz piyasalarında, ABD Başkanı Donald Trump’ın karşılıklılık esasına dayalı gümrük tarifelerini açıklamasının ardından oluşan küresel ekonomik belirsizliklerle birlikte gaz fiyatlarında keskin bir düşüş yaşandı. Son bir haftada megavatsaat başına fiyatlar yüzde 20 geriledi.
Anadolu Ajansı'nın derlediği verilere göre, Avrupa’nın en likit doğal gaz ticaret noktası olan Hollanda merkezli TTF piyasasında 2 Nisan'da megavatsaat başı 41,2 avrodan işlem gören doğal gaz, haftalık süreçte sert değer kaybetti.
Trump’ın 2 Nisan’da yaptığı açıklamalarda yeni tarifeleri ABD için “kurtuluş günü” olarak nitelendirmesi ve ticaret ortaklarına yönelik sert vergi uygulamalarını duyurması, Avrupa’da piyasalarda düşüş eğilimini hızlandırdı. Bu tarihten sonra açılış fiyatı 3 Nisan’da 39,2 avroya gerileyen doğal gaz, takip eden günlerde de değer kaybetmeye devam etti.
Özellikle ABD ile Çin arasındaki karşılıklı tarife uygulamalarının dozunun artması, küresel durgunluk endişelerini tırmandırırken, doğal gaz talebine ilişkin zayıflama beklentileri fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu. Söz konusu gelişmeler, Avrupa’daki gaz fiyatlarını Mayıs 2024’ten bu yana en düşük seviyesine çekti.
Çin’in Talebi Zayıflıyor, LNG Avrupa’ya Kayabilir
Çin’in ABD’ye yönelik misilleme tarifeleri sonrası, Amerikan sıvılaştırılmış doğal gazının (LNG) Asya yerine Avrupa’ya yönlendirilebileceğine dair beklentiler de fiyatlardaki düşüşte etkili oldu. Bununla birlikte, Çin ekonomisinde yavaşlama sinyalleri ve özellikle sanayi sektöründe doğal gaz tüketiminin azalması, ülkenin genel talebine dair endişeleri artırıyor.
Goldman Sachs’ın yayımladığı son rapora göre, Çin ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme beklentisi yüzde 4'e, 2026 için ise yüzde 3,5'e çekildi. Banka, önceki tahminlerinde sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 4 oranlarında büyüme öngörmüştü.
Tarife savaşlarında son adım ise Çin'in ABD mallarına yüzde 84 oranında vergi uygulayacağını açıklaması oldu. Bu hamleye karşılık olarak ABD'nin Çin'e yüzde 125 oranında karşılıklı vergi uygulayacağını duyurması, iki ülke arasındaki gerilimi daha da artırdı. Uzmanlar, bu “kısasa kısas” yaklaşımının küresel ekonomik istikrarı tehdit ettiği uyarısında bulunuyor.
