Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'deki enflasyonun düşüş eğilimini sürdüreceğini vurgulayarak, "Dengeli büyüme, azalan cari açık, artan güven ortamı, iyileşen ekonomik beklentiler ve dış finansman girişlerindeki hızlanma, enflasyondaki gerilemeyi destekleyen temel unsurlar arasında yer alıyor. Özellikle hizmet sektörü, enflasyonu yukarı çeken ana faktörlerden biri olduğu için, ekonomi programımızda bu alana daha fazla ağırlık vereceğiz." dedi.
Londra Borsası'nda Globalturk Capital tarafından düzenlenen Türkiye ve Bölgesindeki Özel Sermaye Yatırımları 2025 Görünümü Konferansı kapsamında uluslararası yatırımcılarla bir araya gelen Yılmaz, Türkiye ekonomisindeki güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, seçim sonrası süreçte belirsizliklerin azaldığını ve siyasi istikrarın pekiştirildiğini belirtti. Ayrıca, 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’ın (OVP) geçen yıl eylül ayında uygulamaya konduğunu hatırlattı.
Bu kapsamda, enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere çekilmesi, ekonomik büyümenin potansiyeline uygun şekilde artırılması, istihdamın desteklenmesi, üretime dayalı yatırımların teşvik edilmesi ve yapısal reformlarla ihracatın güçlendirilmesi gibi hedeflere odaklanıldığını aktaran Yılmaz, gelir dağılımında adaleti sağlamak için de çeşitli politikaların devreye alındığını dile getirdi.
Yılmaz, "Para, maliye ve gelir politikaları arasında güçlü bir koordinasyon oluşturularak enflasyonla mücadelede etkin bir çerçeve geliştiriliyor. Ekonomik politikalarımız, Ekonomi Koordinasyon Kurulu gibi üst düzey mekanizmalar aracılığıyla şekillendirilerek titizlikle takip ediliyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye Ekonomisi 2024’te %3,5 Büyüyecek
Küresel ekonomideki son gelişmelere değinen Yılmaz, artan korumacılık eğilimleri, ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik risklerin dünya genelinde büyümeyi olumsuz etkilediğini ancak Türkiye ekonomisinin güçlü performans sergilemeye devam ettiğini söyledi.
"2024 yılında ekonomik büyümenin yıllık bazda %3,5 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Ekonomimiz büyümeye devam ediyor ve milli gelirimizin 1,3 trilyon dolara, kişi başına düşen gelirin ise 15 bin doların üzerine çıkmasını öngörüyoruz." diyen Yılmaz, enflasyonun son sekiz ayda 33 puan düştüğünü ve Ocak 2025 itibarıyla %42 seviyesine gerilediğini belirtti.
Dengeli büyüme modeli, cari açıktaki düşüş, yatırımcı güveninin artışı ve dış kaynak girişlerindeki hızlanmanın enflasyonu aşağı çeken faktörler olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Enflasyonun ana belirleyicisi olan hizmet sektörüne yönelik reformlarımızı artıracağız." dedi.
Cari Açık %1’in Altına Düştü
Yılmaz, Türkiye’nin dış ticarette başarılı bir performans sergilediğini belirterek, 2024 yılında mal ihracatının 262 milyar dolarla tarihi bir rekor kırdığını ve toplam mal ve hizmet ihracatının 377 milyar doları aştığını söyledi.
Cari işlemler açığında önemli bir iyileşme kaydedildiğini vurgulayan Yılmaz, "2024’te cari açık, önceki yıla göre 30 milyar dolar azalarak 10 milyar dolar seviyesine geriledi. 2023 yılında %3,5 olan cari açığın milli gelire oranı %1’in altına düştü." ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin ekonomik büyümesiyle birçok ülkeden pozitif ayrıştığını dile getiren Yılmaz, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası altyapı yatırımlarının hızlandırıldığını ve 450 bin konutun inşası için kapsamlı bir kalkınma programının uygulandığını söyledi.
Bankacılık Sektörü ve Yabancı Yatırımlar
Bankacılık sektörünün güçlü bir sermaye yapısına sahip olduğunu belirten Yılmaz, "2024 yılı itibarıyla bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı %19,7 seviyesinde ve yasal gereklilik olan %8’in oldukça üzerinde. Takipteki kredi oranlarımız ise %1,8 gibi düşük bir seviyede seyrediyor." dedi.
Siyasi ve ekonomik istikrarın yatırımcı güvenini artırdığını söyleyen Yılmaz, "2023’ün ikinci yarısından itibaren yatırımcı ilgisi yeniden güçlendi. Türkiye’nin kredi risk primi düştü, döviz kuru oynaklığı azaldı ve uluslararası sermaye girişleri hızlandı. Merkez Bankası rezervleri Mayıs 2023’te 98 milyar dolarken, 21 Şubat 2025 itibarıyla 170 milyar dolara ulaştı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarındaki azalış eğilimi devam ediyor ve şu an 24 milyar dolara gerilemiş durumda." diye konuştu.
Yılmaz, Türkiye ekonomisinin büyümesini sürdürmesi için doğrudan yabancı yatırım çekme stratejilerinin genişletildiğini belirtti. "Türkiye’nin küresel sermayeden aldığı payı 2028 itibarıyla %1’den %1,5’e çıkarmayı hedefliyoruz." dedi.
Elektrikli Araç ve Savunma Sanayiinde Yeni Dönem
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da yatırımcılara hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye’nin savunma sanayiinde büyük bir atılım gerçekleştirdiğini ve küresel İHA pazarında %68’lik pay ile lider konumda olduğunu belirtti.
Türkiye’nin elektrikli araç üretiminde de önemli bir merkez haline geldiğini hatırlatan Kacır, "Yerli elektrikli otomobil markamız Togg ile Türk halkının 60 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürdük. Ayrıca küresel otomotiv devleri, Türkiye’yi yeni nesil araç üretimi için bir üs olarak tercih ediyor. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD’nin Türkiye’ye yatırım yapması, bu alandaki konumumuzu daha da güçlendirdi." dedi.
Türkiye’nin elektrikli araç üretim kapasitesini artırmak için 5 milyar dolarlık teşvik paketi başlatıldığını duyuran Kacır, "HIT-Mobilite programı kapsamında yıllık 1 milyon araç üretmeyi hedefliyoruz. Bu süreçte, Ar-Ge yatırımlarına öncelik vererek yerli üretimi teşvik edeceğiz." diye ekledi.
Türkiye’nin teknoloji ve yenilik odaklı yatırımları teşvik etmeye devam edeceğini belirten Kacır, "HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı sayesinde, Türkiye’ye 7 milyar doların üzerinde stratejik yatırım çekildi. Bu fırsatlardan yararlanmak isteyen küresel yatırımcıları, Türkiye’nin büyüme hikayesine ortak olmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
